Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ÇILGIN SEDAT 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
brothel_keeper
Admin
brothel_keeper


Mesaj Sayısı : 103
Kayıt tarihi : 10/02/09
Yaş : 34

ÇILGIN SEDAT 2 Empty
MesajKonu: ÇILGIN SEDAT 2   ÇILGIN SEDAT 2 Icon_minitimeC.tesi Şub. 14, 2009 2:28 pm

Hikayede adı geçen kişi ve
kurumlar tamamiyle hayal
ürünüdür.





Cumartesi, 16.04.2005





ÇILGIN SEDAT 2





Herkes Türklerin bir gün Dünya’ya hükmedeceğini
söylerdi. İşte o gün bugün, dünya artık bizim; çünkü geri kalan bütün ülkeler
Mars’ta hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Bizse Bülent Ecevit
önderliğinde ilk uçabilen uçağımızı yeni icat ettik.


Edirne’nin boyutu 27 yıl öncesine göre biraz değişti.
Dünya bize kaldığı için Türkiye’nin eski toprakları artık Edirne. Fakat Edirne
Anadolu Öğretmen Lisesi hala tüm heybetiyle yerinde duruyor ve kapısı hala boş.
Çılgın’ın ölümünün üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen Şafak Sadi müdürümüz
hala başka bekçi almadı (O da benim gibi Çılgın’ı görüp tırsmış olacak ki kapı
hala boş).


Bir gün okulun önünden geçerken dayanamayıp içeri
girdim, şöyle bir dolanayım dedim. Öğrencilerin hazırladığı panodaki bir mektup
dikkatimi çekti. Bu Çılgın’a çarpan tırcıya yazılan bir mektuptu. Mektupta
yazanları kısaca aktarayım:





Sevgili
tırcı;



Öncelikle
senin ayaklarından, büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin de gözlerinden
öperiz. Sen ne mübarek bir insansın ki bizi Çılgın tehtidinden kurtardın.
Çılgın’ı gördüğünde fren yerine gaza basan ayakların dert görmesin. Hadi
kendine iyi bak, en yakın zamanda seni okulumuzda ağırlamak isteriz.



E.A.Ö.L. öğrencileri





Biraz daha dolaştıktan sonra okuldan ayrıldım ve eve
doğru yola çıktım. 5 numara beklemektense yürümeye karar verdim. Tarih 30 Şubat
olmasına rağmen hava sıcaklığı 25C nin üstündeydi (küresel ısınma sağolsun).
Eve varmam bir saatimi aldı. Apartmanın önüne geldiğimde çöpleri karıştıran
birini gördüm. Çok yabancı olduğum bir durum değildi, aldırmadan devam etim.
Tam yanından geçiyordum ki: “Sen nereye gittiğini sanıyorsun?” cümlesini işittim.
Tam arkamı dönecektim ki birden 24 yıl öncesi aklıma geldi. Aynı böyle bir
sahneydi, ben arkamı dönmüş ve Çılgın’ı görmüştüm. Sözünü tutmuş dönmüştü;
fakat onu sadece ben görmüştüm. Ama bu sefer telefonumla resmini çekip
arkadaşlarıma ispatlayabilecektim ki telefonumun resim çekmediği aklıma geldi.
Yıkılmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum, tam ümidimi yitirmiştim ki aklıma
ilginç bir fikir geldi. Geçen gün Dünya’yı ziyarete gelen uzaylıların getirdiği
bir alet vardı. Bu alet 10km ye kadar zum yapabilme özelliğine sahipti.
Bunlardan da herkese birer tane vermişlerdi. Hemen arkadaşlarımı aradım ve
koordinatları verdim. İşaret verdiğimde gösterdiğim yere bakmalarını söyledim.
Ne de olsa Türkiye artık dümdüz bir çöldü. Artık her şey hazırdı, arkadaşlarıma
hazır olmalarını söyledim. Kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Kelime-i şahadet
getirdim ve arkamı döndüm… Öylece kalakalmıştım; çünkü karşımda duran az önce
çöpleri karıştıran kişiydi. Yere düşen cüzdanımı görmüş ve beni uyarmıştı.
Arkadaşlarım neye bakalım dediklerinde hiç hiçbir şeye dedim.


Ama umutlarımı yitirmedim. Elbet Çılgın bir daha
gelecekti ve ben o zaman kendimi ispatlayacaktım; ama ne zaman?





Burak Bora
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://naytakar.vampire-legend.com
 
ÇILGIN SEDAT 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ÇILGIN SEDAT 4 : ÇILGIN’IN DÖNÜŞÜ
» ÇILGIN SEDAT
» ÇILGIN SEDAT 3
» ÇILGIN SEDAT 5 : NİKOLAOS ANASTOPOULOS
» ÇILGIN SEDAT 6: FATMA’NIN İNTİKAMI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Edebiyat, Şiir, Şarkı Sözleri ve Hikayeler :: Hikayeler-
Buraya geçin: